Page 44 - Yıldız'da Yaşam 14.Sayı
P. 44
42
KONUK
‘Ülkemizde milli sporcu denildiği
zaman o kadar gıptayla bakılıyor ki... Bir doktordan daha çok
ön plandasın açıkçası çünkü ülkenin bayrağını en iyi
şekilde temsil etmeye çalışıyorsun. Bu yüzden tekvando bana çok şey öğretti.’
Tekvando branşı çok zor çünkü belli aşamalardan geçiyoruz. Yaklaşık dört
yıl boyunca puan topluyoruz ve dünya sıralamasında, 57 kiloda ilk altıda
olmamız gerekiyor ki olimpiyatlara direkt katılabilelim yoksa elemelere girmek zorunda kalıyoruz. Birçok mücadele ediyoruz aynı zamanda... Ben de dünya sıralamasında 57 kiloda ilk altıda üçüncü sıradaydım. Tabii sıralamamı korumam
için gittiğimiz maçlarda da madalya
almak gerekiyor. Ben de 2019’da dünya şampiyonasında yenildim. Olimpiyatlara gitmem biraz zor gibi görünüyordu çünkü aynı zamanda kendimle beraber yarıştığım bir Türk arkadaşım vardı, ikimiz de ilk altıdaydık ve olimpiyatlar için mücadele ediyorduk. Daha sonra girdiğim 4 Grand Prix Turnuvası’nda madalya aldım, bu beni olimpiyatlara daha çok yaklaştırdı. Final müsabakasında da gümüş madalya alarak olimpiyatları garantiledim.
Olimpiyat hazırlıkları nasıl oluyor?
1,5 yıl kadar kamptaydık. Japonya sıcak olacağı için nem oranı nedeniyle daha çok Antalya’da kamp yaptık. Pandemiyle birlikte olimpiyatlar ertelenince bir süre evlere kapanmak zorunda kaldık. Daha sonra Gençlik ve Spor Bakanlığı olimpik sporculara salon kullanım izni verdi. Bu sayede tekrar antrenmanlara ve kamplara
devam ettik. Belli müsabakalarımız olacaktı ama pandemi nedeniyle tarihlerini bilmiyorduk. O da bizi aslında şüpheye düşürüyordu, “Acaba olimpiyatlar yapılmayacak mı?” diye. Ardından olimpiyatların yapılacağı haberi geldi. Bir yıl kadar çalıştım, o kadar mücadele, emek verdim. Oranın duygusu çok başkaymış...
Yarışlarda elde ettiğiniz başarılarda yaşadığınız duyguları hepimiz hissettik. Nasıl bir duygu olimpiyatlarda yarışmak, başarılı olmak?
Ben olimpiyatlara ilk kez katıldım.
“Acaba nasıl bir ortam olacak?” diye düşünüyordum. Oraya gitmeden rüyamda kendimi ringde Türk bayrağıyla tur atarken görüyordum ve bunu hayal ediyordum, altın madalya kazanmak istiyordum. Tribünde seyirci olmamasına rağmen çok heyecanlıydım. Sadece bir sessizlik var, herkesin gözü bizde -ki dünyada gerçekten Türkiyelilere çok ilgi oldu olimpiyatlarda, herkesin gözü kulağı bizdeydi. Maalesef ben derece, yani madalya maçında yenildim, repesaja kaldım. Orada da
beş defa yendim, Amerikalı rakibime yenildim ve ilk yenilgimi aldım. Aslında oranın stresini ve heyecanını görmüş oldum çünkü Amerikalı rakibimi hiç ringe almayan bir sporcuydum. Bir yandan da
heyecandan ayaklarım titriyordu. Repesaj maçında son iki olimpiyat şampiyonunu eleyen rakiple dövüştük, onu da yenerek bronz madalya kazandım. O an hıçkıra hıçkıra ağladım, herkes de benimle birlikte ağlamış. Herhalde o kadar yıl çalışmamın, emeğimin karşılığını aldım diye düşündüm. Daha sonra Türk bayrağıyla ringde tur attım. Sonra gece boyu ağladım. Ailemle, sevdiklerimle konuştum; duygu dolu anlar yaşayarak olimpiyatları bitirdik.
Şimdi ne yapıyorsunuz?
Şöyle, şimdi önümde 2024 olimpiyatları
var ve oraya hazırlanmaya başladım diyebilirim. Olimpiyattan sonra bildiğiniz üzere sürekli röportajlar ve kabuller olduğu için bir ay antrenmanlara hemen hemen başlayamadım, hafif hafif yapıyordum ki zaten olimpiyatlardan geldikten sonra üzerimden bir yük kalkmış gibi. Ama
altın madalya alamadığım için içimde
bir hırs var. Bir yandan da ‘Acaba altın madalya alsaydım artık yeter diye düşünür müydüm?’ diyorum. Bence bu yüzden 2024’ü hedeflemem için bronz madalya almam iyi oldu çünkü altın madalya almadan sporu bırakmayacağım, buna karar verdim, içimde bir ukde olarak
kaldı bu. Antrenmanlarımıza devam ediyoruz çünkü seneye Avrupa ve dünya şampiyonası var, buna hazırlanmak