Page 26 - Yıldız'da Yaşam-Strateji Özel Sayısı
P. 26

24
EKONOMİ
 piyasayla, insanlarla ya da iktisadi yazımla aynı sayfaya dönülürse hayatın normalleşme potansiyelinin yüksek olduğunu, Türkiye’de varlık fiyatlarının inanılmaz ucuzladığını, ayrıca kurda bulunulan seviyenin veya genel anlamda ekonomide konuşulan risklerin de, “Politika hatası yapılıyor olabilir mi?” üzerinden yapıldığını görüyorum. Bir şekilde aynı sayfaya dönülürse düzelmesi hızlı olabilir. Şu anda başka bir politika
ve ikna problemi üzerinden yürüyen
bir risk fiyatlaması var, bunun dağılması aynı sayfaya dönülmesiyle olacak. Birinci çeyrek sonunda enflasyonun yüzde 55’i geçmesini bekliyoruz Türkiye’de. Politika faizini yüzde 14’te tutmaya devam
etmek ise negatif faizin eksi 40 puanı aşması demektir. Türkiye tarih boyunca böyle bir şey yaşamadı, dünyada da bu kadar negatif reel faiz vererek varlığını eski düzeyde tutabilen bir ülke olmadı. Faiz indirimleri devam ederse ya da bulunduğumuz yerde kalsak bile gelecek enflasyon baskısı üzerinden negatif reel faizin büyüklüğü nedeniyle Türkiye daha
zorlu bir ortamla karşılaşabilir. Piyasanın şu anki fiyatlamasının belirli bir süre sonra faiz artırımına göre yapıldığını görüyorum. Faiz indirimleri durursa artırım fiyatlaması o kadar ötelenir ama piyasa bunu böyle fiyatlıyor. Siyaseten bu yapılır mı yapılmaz mı, bilmiyorum ama
yapılacak olursa, o zaman dönüp, “Hasar nerede oluştu?” , “Yapı nerede düzeldi, nerede düzelmedi?” muhasebesi yapılır. O noktaya gelinememesi durumunda başka bir düzlemde tartışmak gerekir; o politika düzleminin getirdiği enflasyonist ortamı ayrı, bozulan fiyatlama davranışlarını ayrı tartışmak gerekir. Enflasyon öyle bir şey
ki bir kere geldi mi çok zor gider. Türkiye üç yıldır üst üste, çok yüksek enflasyonla yaşıyor, üretici fiyatlarında, üç yıllık toplam yüzde 103 artış var. O nedenle enflasyon muhasebesi gelmek zorunda kalacak büyük ihtimalle. Fiyatlama, ücret artışları ve ticaretin gidişatı açısından da insanların eski davranış biçimine dönmesini beklemek zor. Bu politikayla devam edilecekse Türkiye’nin 1990’lı yıllardaki, eski enflasyonist ortam alışkanlıklarına dönme riski var. O yüzden bu bir tercih. Herkesin yönetmesi gereken risk de burası olacak.
İklim krizi, kıtlık gibi konular çok gündemde şu anda. Uzun vadeli düşünürsek bunların ekonomik etkileri nasıl olacak?
Dünyada bu konuda farkındalığın
artması Türkiye için ticari tarafta ve özellikle ihracat tarafında çok önemli
bir fırsat getiriyor. Avrupa’da Yeşil Mutabakat’a geçilmesi sonrasında oluşan yükümlülükler ve zorunluluklar, birçok Avrupalı şirket için çok yüksek karbon kontratı bedelleriyle sonuçlandı. Bir ürünü Asya’da ürettirmek eskiden hem çok
 





















































































   24   25   26   27   28